Hikmet KELEŞ

Trabzonspor ve Fenerbahçe arasında oynanan son süper lig maçı ülke gündeminin tepesine oturdu.

Futbol ile yatıp futbol ile kalkan bir memlekette de aksi beklenemezdi zaten.

Sadece ülkemizin gündeminde olsa iyi, bu kez dünya basınında da gündem olmayı başardık.

Dünya gündemine gelmek bizim insanlarımızın hoşuna giden şeyler olsa da, bu kez biraz utana sıkıla takip ediyoruz hakkımızda konuşulanları.

Yıllardır futbola yatırım yapan bir ülkeyiz malum..

Euro 2032 Avrupa futbol şampiyonasına İtalya ile ev sahipliği yapma hakkını kazanarak yaptığımız yatırımların meyvesini nihayet almaya başlayacağımızdan bahsederken,yıllardır futbolda yaşanan saha içi şiddetin bir örneğine daha şahitlik ettik Trabzon'da..

Organizasyona daha çok zaman olsa da FİFA şöyle bir durup düşünmüş müdür acaba bu yaşanan son olaylardan sonra.

Bu Trabzon'da yaşanan kaçıncı vaka unuttum açıkçası.

Peki saha dışındaki barbarlıklarını saha içinde de şiddete dönüştürmekten çekinmeyen bu holiganlar nereden buluyor bu cüreti.

Sorunun cevabını çoğumuz biliyoruz aslında.. Popülist politikacıların futbola müdahil olarak futbolun adil yönetilmesine müdahale etmeleri elbette.

Bu politikacılar var ya bu politikacılar.

Bir şey popüler olmasın halk arasında, hemen mantar gibi biterler orada.

Görüyorlar toplumu kitleler halinde etkileyen bir spor dalındaki potansiyeli, hemen burunlarını sokuyorlar mevzuya.

O yüzden futbol en sevdikleri spor.

Her gittikleri şehirde bir konuşma vs. yapılacaksa hemen o şehrin bir takımının atkısı dolanır yaz günü bile olsa boynuna.

O şehrin takımı biraz da popüler ise akan sular durur mevzu derin olsa da..

Hele ki  şehrin, ülkenin siyasi geleceğini şekillendirme işini uzun yıllardır tekeline almış üst düzey politikacıları da varsaaa rakibe kurşun sıksalar da sırtı yere gelmez vesselam.

Ama sporda şiddet yasası gibi cafcaflı makyajlı yasalar da çıkarmaktan geri durmazlar.. Durmazlar da uygulamada yaşanan sıkıntılar yine bu yasayı çıkaranların marifetidir anlattığım sebeplerden ötürü.

Bu politikacılar var ya bu politikacılar.

Bir elini çekse popüler işlerden ne güzel olur herşey.

Bakınız bu ülkede basketbol o kadar da popüler bir spor dalı değil ve politikacıları bir basketbol forması giymiş şekilde göreniniz olmamıştır eminim.

Kadın ve erkeklerde Avrupa'da en üst düzey kupaları aldık bu branşta..

Dünya ikincisi olduk dev adamlarla.

Aynı şekilde voleybol kitleleri peşinden koşturacak kadar popüler değil.

Almadık kupa bırakmadık voleybolda.. Görüyorsunuz değil mi siyasetçilerin burnunu sokmadığı branşlarda nasıl zirveye çıkmışız.

Bu ülkenin sadece sportif sorunları değil tüm sorunların kaynağı, kanunları popülizm uğruna işletmeyen popülist politikacılardır.

Onlar futboldan elini çekse futbolumuz da, diğer sorunlarımız da pamuk ipliği gibi çözülür.

Sevgi ve saygı ile..

Esen kalın.

mrhiko@gmail.com