içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

İŞ İŞTEN GEÇMEDEN...


Bugün sizlere ilk okuduğumda göz yaşlarıma engel olamadığım gerçek bir hayat hikayesi ile birşeyler anlatmaya çalışacağım..


Franz Beckenbauer..

Franz Beckenbauer - Oyuncu profili | Transfermarkt

Alman futbolunun yetmişli yıllardaki, başarılara doymayan, kazanmadık kupa bırakmamış, yakışıklı, karizmatik,çakma değil gerçek bir futbol imparatoru..


Alman futbolunun efsane ismi Beckenbauer erken yaşta evlenmiş, üç çocuğu olmuştur..


Kendi futbol oynarken, oğlu Stefan da başarılı bir futbolcudur, goller atmaktadır ancak babası kupalar kaldırmaktan stada gelip oğlunun maçını izleyememekte, onu alkışlayamamaktadır.


Herkesin babası stadyumda olur ama Stefan'ın babası yoktur.


Düşünsenize  babanız sadece ülkenin değil dünyanın bir futbol efsanesi,lakin sizi bir maçta dahi izlemiyor.


Beckenbauer futbolu bırakınca Alman futbolunun başına geçer ve büyük başarılarına devam eder. Dünya şampiyonlukları vs. hepisini kazanır.


Kırklı yaşlarını geçince Beckenbauer,  artık futboldan ayrılıp evine dönmeye karar verir.

 

Stefan, babasının kokusunu ilk defa babası kırk iki yaşına geldiğinde hissedebilir.

 

Artık çok mutludur Stefan.


Gel gelelim mutlu günler fazla sürmez..


Ailesiyle mutlu yaşamayı hayal eden Beckenbauer kısa bir zaman sonra oğlu Stefan'ın kanser olduğu haberiyle sarsılır.


Amerika'dan Avrupa'ya bütün dostlarının sahiplenmesi ile oğlunu muayene ettirmediği doktor kalmaz.

Stephan Beckenbauer gestorben :: DFB - Deutscher Fußball-Bund e.V.
En son Fransa'da bir hastane merdivenlerini çıkarken Stefan merdivenlerde bitkin bir halde yere yığllır. Kendisini tutup kaldırmak isteyen babası Stefan'ın ağzından dökülen şu sözlerle sarsılır.


Stefan, babasına ;

 

"Baba, biliyor musun, senin kaldırdığın o kupaları biz hiç sevmedik.
Sen maçları kazanıp kupa kaldıracağın zaman annem televizyonun açık olduğunu farkederse televizyonu kapatırdı.
Biz senin kupalarını hiç sevmedik baba" der.

 

Dünya futbolunun yıldızı, bir sözü iki edilmeyen koskoca Beckenbauer Fransa'da bir hastane merdiveninde oğlunun sözlerine hüngür, hüngür ağlamaktadır..


Ve aradan geçen üç ay zarfında oğlu Stefan'ı kaybeder Beckenbauer. O günlerde kimselerle görüşmek istemez.


Kendisiyle konuşma fırsatı bulanlara şunu söyler; "Kazandığım bütün kupalarımı alın, bana, Stefan'a sarılabileceğim iki dakika verin..." 


Dünyada istediği belki de herşeye kavuşmuş bir idol dahi olsanız gün gelir yaşadığınız onca hikaye sizin sırtınızda koca bir yük olur ağırlığında ezilmiş bulursunuz kendinizi.


Bir çocuğun babasından daha büyük bir servete ihtiyaç duymadığını hayat size öyle acı hissettirir ki..


İş işten geçmiş olur.

Can Yücel'in şiirli politik poetikası - Evrensel

Bakın ne diyor Can Yücel ;


Hayatta ben en çok babamı sevdim,
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk,
Çarpık bacaklarıyla ha düştü ha düşecek,
Nasıl koşarsa ardından bir devin,
O çapkın babamı ben öyle sevdim,
Bilmezdi ki oturduğumuz semti,
Geldi mi de gidici,
Hep hep acele işi,
Çağın en güzel gözlü maarif müfettişi,
Atlastan bakardım nereye gitti,
Öyle öyle ezber ettim gurbeti,
Sevinçten uçardım hasta oldum mu,
Kırkı geçerse ateş çağrırlar İstanbul'a,
Bi' helalleşmak ister elbet di mi oğluyla,
Tifoyken başardım bu aşk oy'nunu,
Oh dedim göğsüne gömdüm burnumu,
En son teftişine çıkana değin,
Koştururken ardından o uçmaktaki devin,
Daha başka tür aşklar geniş sevdalar için,
Açıldı nefesim fikrim can evim,
Hayatta ben en çok babamı sevdim,
A-h
A-h
A-h...


İş işten geçmeden hayatımızın merkezine en sevdiklerimizi koyabilmek dileği ile..


Esen kalın.
mrhiko@gmail.com

 

Bu yazı 4936 defa okunmuştur.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum