-
RAFLARDAN SATIRLARA
Tarih: 23-09-2024 14:56:00
Güncelleme: 23-09-2024 14:56:00
KİTAP...
Meşguliyet Hastalığı..
Güven Çevik, 32 syf., Altın Kitaplar, 2024.
ÖZET...
Küçük sarı balık Pozi, neşeyle yüzüyordu nehirde. Mutluydu ama arkadaşı yoktu. Diğer balıklara bir türlü duyuramıyordu sesini. Nedense bütün balıklar telaşla yüzüyorlardı. Hepsinin yetişmeleri gereken bir yer, yapmaları gereken çok iş vardı. Peki, Pozi ne yapmalıydı?
Meşgulüz, çok meşgulüz, hep meşgulüz! Günlük işlerimizi yaparken bazen mutlu anları ihmal ediyor muyuz? Meşguliyetimiz hastalığa mı dönüşüyor?
Aslında görevlerimizi yerine getirirken eğlenebiliriz, mutlu anları doyasıya yaşayabiliriz. Meşguliyet Hastalığı'na yakalanmadan mutlu mutlu çalışabiliriz. Nasıl mı? Tabii ki zamanın değerini bilerek, sevgi çemberimizi büyüterek!
*****
O Eski Türkü..
Kevin Barry, 155 syf., Epona Yayınevi, 2024.
ÖZET...
“Yaşlı şarkıcılar gidiyordu. Batı haritasından birer birer siliniyorlardı. Yaptıkları müziğin kalıntılarını hâlâ duyabiliyordunuz ama belli belirsiz ve yalnızca çok yaşlı erkeklerle kadınların ağızlarından. Onların çağı geri dönüşsüz bir şekilde geçip gitmeden önce kaydedilmemiş şarkıları toplamaya çalışıyordum. Araştırma konum İrlanda dilinde “eski usul” anlamına gelen sean-nós’tu ve enstrümanların eşlik etmediği yaslı, bazen sert, genellikle karşılıksız aşk acısını konu alan bu halk şarkıları her zaman bir öykü anlatırdı.”
Booker Ödülü uzun listesine ve New York Times’ın 2019’un En İyi Kitapları listesine giren Kevin Barry dublinesk serimize O Eski Türkü ile katıldı. İrlandalı yazar, O Eski Türkü’de İrlanda’nın yalçın topraklarında, karamsar bataklıklarında pişmiş, hem sıradan hem sıra dışı insanların deneyimlerini caddelerine, sokaklarına, binalarına taşıyor. Anlattıklarını, modern alışkanlıklarla güçlendirirken yeryüzünün herhangi bir anında, yerinde geçmesini mümkün kılacak zamansızlıkla sağlamlaştırarak yapıyor bunu.
Kulaklıkla dinlenen parçalara, vadilerde dolaşan ıslık ve çok eski enstrümanların ezgileri eşlik ediyor. On bir öyküde de insan doğasının icat ettiği kara mizah çukurları, tümsekleri, deliliğin tohumları, erotizmin yıkıcı tarafları, kalp kırıklıkları, suçluluk duyguları, kurnazlıkları var. Barry, dünya edebiyatının kendisine gösterdiği teveccühü haklı çıkartacak düzeyde ustaca çatılmış dil, atmosfer ve karakter bütünlüğüyle yine okurun dikkatini çekiyor.
*****
Aşkın Ontolojisi: “Spinoza’yla Bir Yürüyüş”..
Sevinç Türkmen, 136 syf., Minotor Kitap, 2024.
ÖZET...
Sevinç Türkmen’in Ethica’yı rehber edinerek yazdığı Aşkın Ontolojisi de öncelikle Spinoza’nın mesajlarından birini hatırlatmaya çalışıyor: Temel meselemiz özgürlükse ontolojiden yani doğadan başlamak zorundayız. Bu açıdan hikâye ortaktır: “Felsefenin büyük kitaplarının harikulade bir özelliği, hem ‘sokaktaki insanın’ okuyup anlayabileceği, hem de yalnızca işin ‘jargonundan’ haberdar olan uzmanların, felsefecilerin deşifre edebilecekleri iki ayrı anahtarda, iki ayrı düzlemde yazılmış olmalarıdır.
Spinoza’nın Ethica‘sı işte bu tür kitaplar arasında yer alıyor. Onu sokaktaki insanın okuyup anlayabilmesi, bütün teknik okuma ve takip etme zorluklarına rağmen, yalnızca mümkün değildir, zorunludur.
*****
Bir Dem Ankara..
Eren Aysan, Zeynep Altıok Akatlı, Kolektif, 340 syf., Oğlak Yayıncılık, 2024.
ÖZET...
Ankara deyince çoğunlukla aklımıza devlet bürokrasisinin asık yüzü gelir. Ankara’yı bilmeyenler için haberlerde izlenenler öncelik taşır, ağırlanan yabancı devlet adamları, yapılan basın toplantıları, meclis görüşmeleri…
Oysa Ankara, Cumhuriyet’in kuruluşundan bu yana Türkiye aydınlanmasının da başkentidir. İlk zamanlarından başlayarak yeni kurulan bir devletin benimsediği yeni yaşam biçiminin de temsilidir. Bu nedenle İstanbul’un imparatorluk tozuna bulanmış ışıltısından farklı bir kültürel vahadır. Lokantaları, mekânları ve aydınlarıyla, özellikle de yetmişli yıllarda Türkiye’nin geleceğe dönük yüzünü taşır.
Ankara’da doğup büyümüş, aydın kimliklerini ana babalarından devralmış iki aydın, Eren Aysan ile Zeynep Altıok Akatlı, çocukluklarından beri tanığı oldukları bu Ankara’yı anlatıyorlar bize. Okudukları, dinledikleri ve yaşadıklarıyla… Onlara adlarını dizinde de bulabileceğiniz binden fazla kişi eşlik ediyor.
*****
Elsa Niego'nun Cenaze Alayı..
Raşel Meseri, 264 syf., Alfa Yayıncılık, 2024.
ÖZET...
“Genç bir kadının geliyorum diye bağıran ve önlenemeyen katlinde dökülen kanın hesabının sorulmayacağı düşüncesiyle haykırdılar; adalet istiyoruz! Düşman belleneceklerini bile bile haykırdılar; adalet istiyoruz!”
17 Ağustos 1927, Bankalar Caddesi.
Yahudi bir kadın olan Elsa Niego, “aşkına” karşılık vermediği bir erkek tarafından vahşice katledildi. Annesinin, üzerini bir örtüyle kapatmasına izin verilmeyen ölü bedeni sokak ortasında saatlerce bekledi. Kayadez, yani suskunluk ahdi bozuldu ve 18 Ağustosta sokaklar bu sesle yankılandı: Adalet istiyoruz! Yahudiler belki ilk defa kitlesel olarak adalet talebini dile getiriyordu.
On binlerce kişinin katıldığı cenaze alayındaki kudretli kalabalık ve hak arayışı devlet şiddetini tırmanışa geçirdi. Gencecik bir kadının öldürülmesine isyan eden Yahudiler “sokaklarda adalet istiyoruz diye bağırmaya cüret ettikleri” gerekçesiyle dönemin gazetelerinde “gürültü yapmamaları,” “ortalığı velveleye vermemeleri” konusunda uyarılıyor, ölçülü olmaya çağırılıyordu.
Elsa Niego’nun Cenaze Alayı kadın cinayetleri süregeldikçe dinmeyecek yas için bir ağıt. Raşel Meseri, tarihin gerçeklerini kurmaca ile işlediği bu kitapta, kadına yönelik şiddetin tarihsel sürekliliği üzerinde duruyor. Meskûn Zaman’dan tanıdığımız Zimbul ve onun çocuk ruhu ise ev içlerinde, sokaklarda ve insanların kalbinde dolaşarak bize geçmiş ve gelecekten haberler getiriyor.
******
TİYATRO...
‘Veda’..
Tiyatrokare’nin Cumhuriyet’in 100. yılı için özel olarak hazırladığı ve genel istek üzerine 101. yılında ‘Veda’ oyunu, 28 Ekim’de Caddebostan Kültür Merkez’inde sahnelenecek.
‘Veda’nın oyuncu kadrosunda Nevra Serezli, Leyla Feray, Aziz Savran, Fatih Gülnar, Meral Asiltürk, Zeynep Sevi Yılmaz, Alişan Özkan, Gizemnur Topaloğlu, Gizem Çayhanoğlu yer alıyor.
Ayşe Kulin’in çok okunan ‘Veda’ romanından uyarlanan oyun, son Osmanlı nazırı olan dedesinin hayat hikâyesini, Milli Mücadele dönemine ve bu dönemin hem acı hem de umut dolu olaylarına ışık tutuyor.
*****
Quasimodo'nun Aşkı..
Kumbara Görsel Sanatlar Tiyatrosu’nun yapımını üstlendiği ‘Notre Dame’ın Kamburu’ Müzikali, Ekim ayı boyunca Türkiye’nin farklı şehirlerinde seyirci karşısına çıkacak.
Çirkinliği yüzünden dışlanmış Quasimodo’nun çingene kızı Esmeralda’ya duyduğu aşkın hikâyesini muhteşem bir görsel şov ile birleştiren müzikalin biletleri satışa çıktı.
Fransa’da imparatorluk döneminin ihtilal sonrası karanlık günlerinden kesitler sunan müzikal, 2 Ekim’de Bursa BAOB Sahne’de, 7 Ekim’de Ankara MEB Şura Salonu’nda, 8 Ekim’de Eskişehir Yunus Emre Kültür Merkezi’nde, 14 Ekim’de Kütahya Hazer Dinari Kültür Merkezi’nde, 15 Ekim’de Isparta Belediyesi Kültür Merkezi’nde, 16 Ekim’de Antalya Türkan Şoray Kültür Merkezi’nde, 17 Ekim’de Fethiye Kültür Merkezi’nde ve 31 Ekim’de İstanbul Trump Sahne’de perdelerini açacak.
İyi okumalar - İyi seyirler...
“Sanat, gereksiz şeylerin ayıklanmasıdır.”
- Pablo Picasso
Sanatla kalın...