-
MACİT SOYDAN
Tarih: 15-02-2025 20:57:00
Güncelleme: 15-02-2025 20:57:00
Sene 1965...
Yer : Ankara, Demirtepe'de bulunan Menekşe sokaktayız bu kez.
Dönemin en popüler ve kadınların olmazsa olmazı alışveriş mağazası "Menekşe"deyiz.
O yıllarda Ankara basınında kadınlar ile ilgili gerçekleştirdiği röportaj ve haberlerle büyük sükse yapan Melahat Odekan'ın haberiyle başbaşa bırakıyorum sizleri...
"Gazetem yine sizler için çarşı pazar dolaşacak, ucuza, zarifi, pratiği demet demet sizlere sunmaya çalışacak. Gönlünüzün doluluğunu gönlünüze aktarmak için beni görevlendirdi. Sizlerle başlayan bu münasebetin içten, sıcak ve okşayıcı olacağına inanıyorum, Bahar meltemi gibi.
Otuzüç devirli isimli kumaş bir plak çalana kadar dikiliyor. Cebi ve düğmeleri üzerinde.
Bu yılın modasında kumaşlar modern resmin tesiri altında.
Fiyatlar ucuz değil ama Menekşe'ye güzel ve zarif için geliniyor.
BAHAR Ankara'da henüz gönüllere düşmedi ama modaya öncü olarak düştü. Darısı gönüllerin başına. (Böyle demek tam gerçeğe tam tamına uygun değil. Bahar Ankara'da o kadar kısa ki.. Bir ömrün gençlik devresi gibi)
İsmi bile baharı hatırlatan büyük bir mağazayı gezdim. Hanımlar için. "Menekşe".. Vitrindeki mankenler üstlerindeki etiketleri unutturuyordu. Misafirlerini karşılayan azıcık şaşırmış şık, bakımlı, terbiyeli ev sahibeleri gibi. İçeri girdim. Uzun bir dikdörtgen. Kıvrık Bir merdiven ile inilen aşağısı da var. Alıcı gözüyle bu mevsim, vücutlarınızı saracak olan dokuları inceledim.
Raflar... raflar... raflar... Tezgahlarda dağınık kumaşlar. Aslında "Güllistan" demek lazım buraya.
Mağazanın sahibi Halil Başyazgan şakaklarına kır düşmüş, orta boylu, insanlarla teması yumuşak, mesleğinin erbabı bir zat.
"Bu senenin modası fular, hafif mat çiçekli saten, şifon emprime. Pamukludan en çok sürüm yapan kalın ipli, seyrek atkılı flame ketenler" diyor.
(O ne ketenler öyle) Çiçekli modası geçmek üzereymiş. Üzerlerinde (fütürist) şekiller var. Modern resim kumaşları da etkilemiş. Şu indirdikleri topun adı varmış.
"Canavar!" Acı yeşille beyaz karışımı. Moda olan renkler de lacivert beyaz karışımı. Rubi ve portakal rengiymiş. İpekliler 31 lira ile 75 lira arasında değişiyor. Ketenler 20 liradan 67 buçuğa kadar . Bir gipur var. İkiyüzün üstünde metresi. Herhalde alanlar var ki..
Vitrinde diz kırmış manken hanımın üstünü sarmış. Menekşe mağazası hemen hemen her hafta vitrin değiştiriyor.
Şimdi ucuza geçelim :
O kadar az ki ucuz. Amma "Menekşe"ye zarif için, güzel için geliniyor. En ucuz kumaş poplin. Bu ucuzluk 8 liradan başlıyor. En göze çarpanları çiğ firuze, Portakal renklisi, bir de kanaryası...
Yenilik : Bir parça kumaş gösterdiler adı "33 devirli" "Otuzüç" devirli bir plak çalınana kadar elbise dikiliyor. Üzerinde cebi, düğmeleri hazır. Dikimi kolay, pratik bir elbise. Fiyatı 90 lira.. Oldukça mütevazi keselere göre ! Hiç olmazsa terzi parası yok.
Menekşe'nin sahibi Halil Başyazgan ile sohbete devam ediyoruz..
"Ecnebiler bizim renk gustomuzu çok beğeniyorlar. İtalya'dan gelen bir Soprano çok miktarda kumaş aldı. Yanındaki tercüman arkadaşı hayretini söyleyince, 'Avrupa'da ipekli buradan çok pahalı. Türk kadınları çok zevkli Avrupa'nın çok yerini gezdim. Böylesine güzel giyinen kadına az rastladım. Avrupa'da kadın konfeksiyondan giyinmek zorundadır. Halbuki Türk kadını kumaşını kendisi beğeniyor, modelini kendi seçiyor ve kendine en çok yaraşanı buluyor' demiş."
"Menekşe" daha çok yazı sunuyor bize. Kumaşlar çoğunlukla yazlık. Ressam olmak isteyen Halil Başyazgan'ı ailesi kumaş mühendisi yapmak istemiş. Kendi işlerinde bilgili bir aile ferdi yetişsin istemişler.
Fakat başında kavak yelleri esen oğullarına söz dinletememişler. Şimdi... Elinden kaçırdığı fırsatları telafi için senede iki defa Avrupa'ya gidip kumaş üzerinde etüt yaparmış. Aileden kalma 65 sene geçmişli müesseseyi bugünkü durumuna getirmiş olmasında eşi bayan Nezahat Başyazgan'ın büyük payı var.
Bunu Belki on kere övünerek tekrarladı. Başka övünçleri de var. Geçen gün İran Sefiresi'nin veda kokteyline gitmiş. Kokteyldeki hanımların birçoğunun üzerinde "Menekşe"den dokular varmış.
Akşam yemeği tedariki için çarşıya çıkan bir hanım mankenlerin çağrısına dayanamayıp girmiş içeriye. Ayrılırken "mankene mi, kıyafetlere mi, neye bakacağımı şaşırdım" demiş. Menekşe... Menekşe...
Bahar isimli mağaza. Yenişehrin en civcivli yerinde. Ayrılırken tekrar tekrar o ev sahibelerine benzeyen mankenlere bakıyorum. Kıvrım kıvrım ipeklileri görüyorum.
Hanımlar yolunuz düşerse mutlaka bir gezin derim. Fiyatlar eh işte. Almasanız bile görün. Tavsiye ederim..."
Haber dilindeki inceliğe, yazımdaki nezakete bakar mısınız. Nerede kaldı böyle zarif bir gazeteci, nerede kaldı böyle bir esnaf..
Not : Araştırmacı - Yazar Metin Turhan Arşivi'nden alınmıştır.
Nota ve Tınıyla...
macit.soydan@gmail.com
- MÜVEZZİ...
- FREELANCE ÇALIŞMAK...
- SABAH ÇÖPÇÜYLE, GECE BEKÇİYLE...
- NEYSE Kİ HENÜZ BİR SÖZLÜKLERİ YOK...
- MARLON BRANDO'NUN JİLETİ, MARILYN MONROE'NUN GECELİĞİ BURADA....
- Z KUŞAĞI İLE ANLAŞMAK...
- MUTLULUĞUN RESMİNİ FİN'LİLER ÇİZİYOR...
- SENE 1934 - ANKARA'DA BİR BAYRAM SABAHI...
- CHEESE...
- KOLEJ'Lİ KIZ SUNA...
- SÜREYYA'DAN ÇIK, BOMONTİ'YE GİR...
- BÜYÜK HİLMİ...