içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

PLATO - EĞİTİM - CEHALET - KÖTÜLÜK - ETİK - ADALET - MIM CHI 360 - CLC360..


MIM CHI 360 Drama Dance Theatre Math Philosophy ,CLC 360 İYİ KÖTÜ ÇİRKİN Felsefe oturumları...

 


ÖNSÖZ –GİRİZGAH

 


Makale katkısı sunduğum basın ve medya kuruluşlarında benimle birlikte aynı mecrada yazan kanaat önderi yazarların köşe yazılarını da olabildiğince okumaya çalışıyorum. Bugünkü yazım GündemEkonometre yazar dostumuz Macit Soydan’ın “Doğal ve Ahlaki Kötülük” başlığı ile kaleme aldığı yazıda cehalet ve kötülüğe meyletme arasındaki bağlamsallığı vurgulamaya yönelik hali hazırda süren MIM CHI 360-CLC 360 Atölyelerinde işlediğim önemli konulardan da biri olması hasebiyle ben de şöyle kaleme aldım . 

 


Kendisinin ilham veren güzel ,yalın anlatımlı,öze dikkat çeken yazısını da ayrıca tebrik eder, ve uğraşı alanlarımdan birini hatırlatan bir yazıma ilham olduğu için de teşekkür ederim.

 


Bu yazıyı okumadan önce kendisinin yazısını da mutlaka okuyun derim
https://gundemekonometre.com/yazarlar/macit-soydan/dogal-ve-ahlaki-kotuluk/666/

 

Çiğdem Yorgancıoğlu • Haberton

 

 

ÇİĞDEM YORGANCIOĞLU

 


MIM CHI 360 Drama Dance Theatre Math Philosophy ,CLC 360 İYİ KÖTÜ ÇİRKİN Felsefe oturumları Kötülük, yüzyıllardır felsefede tartışılan bir konu olmuştur ve farklı filozoflar, kötülüğün kaynakları ve doğası hakkında farklı bakış açıları sunmuştur. Bu makalede, felsefedeki kötülüğün ana kaynaklarından bazılarını inceleyeceğiz. Felsefedeki kötülüğün önemli bir kaynağı özgür irade kavramıdır. Bazı filozoflar, kötülüğün insanların seçim yapma ve bunlara göre hareket etme yeteneğinden kaynaklandığını savunurlar. Bu görüşe göre, kötülük bize dış kaynaklardan empoze edilen bir şey değil, kendi eylemlerimizin ve kararlarımızın bir sonucudur.

 

İmmanuel Kant Kimdir? İmmanuel Kant Eserleri, Felsefe Anlayışı ve Görüşleri  - Son Dakika Eğitim Haberleri

 

Örneğin, filozof Immanuel Kant, kötülüğün bireylerin ahlaki yasaya aykırı şekilde hareket etmeyi seçmesinden kaynaklandığına inanıyordu. Felsefedeki kötülüğün bir diğer kaynağı da insanın doğuştan gelen doğası fikridir. Bazı filozoflar, insanlarda kötülüğe yönelik bir eğilim olduğunu ve bunun doğuştan gelen içgüdülerimiz ve arzularımızın bir sonucu olduğunu savunurlar. Örneğin, filozof Thomas Hobbes, insanların doğası gereği bencil ve şiddete meyilli olduğuna ve bunun toplumda kötü davranışlara yol açtığına inanıyordu. 

 


Din, felsefede araştırılan bir diğer kötülük kaynağıdır. Bazı filozoflar, dini inançların zararlı eylemleri ve ayrımcı davranışları meşrulaştırmak için kullanılabileceğinden, kötülüğün kaynağı olabileceğini savunurlar. Örneğin, filozof Friedrich Nietzsche, dinin zararlı sonuçlara yol açabilecek ahlaki yargıları ve değerleri teşvik etmedeki rolünü eleştirmiştir. Güç ve kontrol, felsefede sıklıkla kötülüğün kaynakları olarak da anılır. Bazı filozoflar, kötülüğün bireylerden veya gruplardan kaynaklandığını ve başkaları üzerinde güç ve kontrol uygulamaya çalıştıklarını savunurlar. 

 


Bu, baskıya, sömürüye ve şiddete yol açabilir. Örneğin, filozof Michel Foucault, gücün toplumda kötülüğü kontrol ve egemenlik sistemleri aracılığıyla sürdürme yollarını araştırmıştır. Sonuç olarak, kötülük, filozoflar tarafından çeşitli bakış açılarından araştırılan karmaşık ve çok yönlü bir kavramdır. Felsefedeki kötülüğün başlıca kaynaklarından bazıları arasında özgür irade, doğuştan gelen insan doğası, din ve güç ve kontrol yer alır. Bu kaynakları inceleyerek, kötülüğün doğası ve toplumda nasıl ortaya çıktığı hakkında daha derin bir anlayış kazanabiliriz.

 

Michel Foucault: Sosyolojinin Aykırı İsmi • theMagger

 

CEHALETİN BİLGİSİZLİĞİN VE EĞİTİMSİZLİĞİN BİR SONUCU MUDUR ?

 

Eğitim, bireylerin zihinlerini ve eylemlerini şekillendirmede önemli bir rol oynar. Bize çevremizdeki dünyayı anlamak, bilinçli kararlar almak ve topluma olumlu katkıda bulunmak için gerekli bilgi ve becerileri sağlar.

 


Ancak eğitim eksikliğinin korkunç sonuçları olabilir ve cehalete, önyargıya ve hatta kötü davranışlara yol açabilir. Felsefi anlamda, kötülük cehaletin,bilgisizliğin,eğitimsizliğin ve anlayış eksikliğinin sonucu olarak görülebilir. İnsanlar eylemlerinin sonuçları hakkında eğitilmediklerinde veya inançlarını sorgulamak için eleştirel düşünme becerilerinden yoksun olduklarında, zararlı ve ahlaksız davranışlarda bulunma olasılıkları daha yüksek olabilir. Tarih, cehaletin ve eğitim eksikliğinin nasıl vahşete ve kötülük eylemlerine yol açtığına dair örneklerle doludur.

 


Eğitim eksikliğinin kötülüğe yol açmasının başlıca nedenlerinden biri, hoşgörüsüzlük ve önyargıyı beslemesidir. Eğitim olmadan, bireylerin modası geçmiş inançlara,safsatalara ve klişelere tutunma olasılıkları daha yüksek olabilir ve bu da kendilerinden farklı olanlara karşı ayrımcılığa ve nefrete yol açabilir. Bu dar görüşlülük daha sonra ırkçılık, cinsiyetçilik veya dinsel hoşgörüsüzlük gibi zararlı eylemlere dönüşebilir.Dahası, eğitim olmadan bireyler etkili bir şekilde iletişim kurmak, çatışmaları barışçıl bir şekilde çözmek ve karmaşık etik ikilemler hakkında eleştirel düşünmek için gerekli becerilerden yoksun olabilir. 

 


Bu, empati ve ahlaki muhakeme eksikliğine yol açabilir ve bireylerin ahlaksız eylemleri haklı çıkarmasını ve pişmanlık duymadan başkalarına zarar vermesini kolaylaştırabilir. Bu noktada bilginin parmaklarımızın ucunda kolayca bulunabildiği bir dünyada, eğitime ve eleştirel düşünme becerilerine öncelik vermek her zamankinden daha önemlidir. Bireylere kendi başlarına düşünme, inançlarını sorgulayarak anlama ve eylemlerinin sonuçlarını anlama araçları sağlayarak cehaletin yayılmasını önlemeye ve nihayetinde her türlü kötülükle mücadele etmeye yardımcı olabiliriz.

 


Sonuç olarak, eğitim eksikliği dünyadaki kötülüğün daha doğrusu iyilik ya da kötülük birinden birine meyledecekkken kötüyü seçmenin önemli bir kaynağıdır. Eğitimsiz bireyler hoşgörüsüz inançlara daha yatkın olabilir, analitik, muhakemeye dayalı, eleştirel düşünme becerilerinden yoksun olabilir ve etik değerlerden uzak, ahlaksız eylemleri haklı çıkarabilir. Hatta bunu kime göre ahlak gibi bir demogojinin bir parçası haline göreceliliğin değerliliğinden uzak bir şekilde kendine savunma mekanizması haline getirebilir. 

 


Toplumun eğitime öncelik vermesi ve bireyleri eleştirel düşünmeye, inançlarını sorgulamaya ve başkalarına karşı empati ve anlayışla hareket etmeye güçlendirmesi hayati önem taşır. Sadece eğitim yoluyla cehaletle ve ferasetsizlikle mücadele edebilir ve nihayetinde daha barışçıl ve adil bir dünyayı inşa etmek için,kendimize ve başka canlılaran zarar vermeden yaşamaya çabalayabiliriz .Bu yolda önemli bir rehber olan MIM CHI 360 Drama Dance Theatre Math Philosophy ,CLC 360 (etikfelsefe) İYİ KÖTÜ ÇİRKİN Felsefe oturumlarında,çalıştaylarında,drama dans tiyatrolarında hepsini masaya ve sahneye yatırıyoruz.

 

 

Kurucusu olduğum programı bizzat ben yönetiyorum. Şayet bir denk gelirseniz bu eğlenceli ve öğretici bireyi ve toplumu birlikte güçlendiren programlar için de bekleriz.

 


PLATON FELSEFESİ VE KÖTÜLÜĞÜN KAYNAĞI CEHALET VE BİLGİSİZLİK


Platon'un felsefesinde, eğitim eksikliği sıklıkla kötülüğün temel nedeni olarak görülür. Platon, cehaletin yanlış anlamalara, korkuya ve nihayetinde yıkıcı davranışlara yol açtığına inanıyordu. Platon, özellikle Cumhuriyet adlı eserinde, adil ve uyumlu bir toplum yaratmada eğitimin önemini derinlemesine inceler.

 


Platon'a göre, eğitim bireylerde bilgelik ve erdemi geliştirdiği için her toplumun temel taşı olmalıdır. Uygun eğitim olmadan, insanlar cehalete eğilimlidir ve arzuları ve duyguları tarafından kolayca etkilenirler. Bu bilgi eksikliği, bireylerin eylemlerinin sonuçlarını tam olarak anlamadan bencilce davranmalarına ve başkalarına zarar vermelerine yol açabilir. Platon, eğitimin eleştirel düşünme becerilerini geliştirmeye, gerçeğe ve bilgeliğe olan sevgiyi beslemeye ve bireylerde ahlaki sorumluluk duygusu aşılamaya odaklanması gerektiğine inanıyordu. Eğitim yoluyla, bireyler inançlarını sorgulamayı, varsayımlarına meydan okumayı ve kendileri ve çevrelerindeki dünya hakkında daha derin bir anlayış için çabalamayı öğrenebilirler.

 

THE REPUBLIC, PLATON - İkinci El Kitap - kitantik | #1662408000753

 

Ayrıca, Platon, eğitim olmadan bireylerin iktidardakiler tarafından manipüle edilmeye karşı savunmasız olduğunu savundu. Mağara Alegorisi'nde Platon, bireylerin karanlık bir mağarada sıkışıp kaldığı ve sadece duvardaki gölgeleri gördüğü bir senaryoyu anlatır. Bu gölgeler, insanların uygun eğitim almadan maruz kaldığı yanılsamaları ve yanlışları temsil eder. Eğitim yoluyla bireyler bu cehaletten kurtulabilir ve mağaranın dışındaki gerçeği görebilirler.

 


PLATON, MAĞARA ,KÖTÜLÜĞE MEYLEDEN CEHALET, AHLAK VE ADİL BİR TOPLUM


Platon, diyaloglarında adalet fikrini ve toplumda adaletle nasıl ilişkili olduğunu derinlemesine inceler. Platon'a göre adalet, uyumlu ve ahlaki açıdan doğru bir toplumun temel taşı olan adaletle yakından bağlantılıdır. Platon, “The Republic” de yani Cumhuriyet'indeki, adalet ve adalet kavramını açıklamak için kullandığı mağara alegorisini biraz daha açalım. Bu alegoride, mahkumlar karanlık bir mağaranın içine zincirlenir ve sadece arkalarındaki nesnelerin duvara yansıttığı gölgeleri görebilirler. 

 


Bir mahkum serbest bırakılır ve ışığa çıkarılır ve gölgeleri oluşturan nesnelerin gerçek biçimlerini görür. Bu alegori, cehaletten bilgiye giden yolculuğu ve gerçek anlayışın daha adil ve adil bir topluma nasıl yol açabileceğini temsil eder. Platon, adaletin ancak bireylerin etraflarındaki dünyayı doğru bir şekilde anlamaları durumunda elde edilebileceğine inanıyordu. Bu, adaletin gerçek doğasını ve toplumda nasıl ve ne yöntemle tatbik edilmesi gerektiğini tanımayı içerir. 

 


Platon, adil bir toplumun her bireyin yeteneklerine ve kabiliyetlerine göre rolünü ve sorumluluklarını yerine getirdiği bir toplum olduğunu savunur. Bu, uyum ve dengeyi teşvik ederek herkes için adil ve hakkaniyetli bir topluma yol açar. Platon ayrıca adalet fikrini üçlü ruh kavramıyla ilişkili olarak araştırır. Platon'a göre ruh üç bölümden oluşur: akıl, ruh ve iştah. Adalet, bu üç bölüm dengede olduğunda elde edilir ve akıl, ruhu ve iştahı erdemli eylemlere yönlendirir. Bireyler rasyonel benlikleriyle uyum içinde hareket ettiklerinde, yalnızca kendilerine değil, toplumun tamamına fayda sağlayan adil ve hakkaniyetli kararlar alabilirler. 

 


Sonuç olarak, adalet, adalet kavramı ve toplumun düzgün işleyişiyle yakından bağlantılı olduğu için Platon'un felsefesinde merkezi bir temadır. Platon, mağara ve üçlü ruh alegorisi aracılığıyla adaletin bilgi, öz farkındalık ve erdemli davranış yoluyla nasıl elde edilebileceğini gösterir. Daha adil ve hakkaniyetli bir toplum için çabalayarak bireyler potansiyellerini gerçekleştirebilir, barışçıl ve etik değerleri gözeten bir topluma katkıda bulunabilirler.

 


Neticede, Platon'un felsefesi, kötülükle mücadelede ve adil bir toplumu teşvik etmede eğitimin önemini vurgular. Eğitim, bireylerde bilgelik, erdem ve ahlaki sorumluluk geliştirerek yıkıcı davranışları önlemeye ve uyumlu bir toplum oluşturmaya yardımcı olabilir. Eğitime öncelik vermemiz ve cehaletin ortadan kaldırıldığı, gerçeğin ve bilginin her şeyden daha değerli olduğu bir toplum yaratmaya çalışmamız esastır.

 


Bu noktada değerlere ve bilime muhakemeye dayalı yaşamboyu sürekli muhakemeyi canlı tutarak ve değerlendirmelerle öğrenimin pekişmesini sağlayan, zinde çevik bilişsel ve davranışsal temellere dayalı ezbersiz, bireyi ve işbirliğini esas alan takım çalışması anlayışını özgünlükler korunarak eşzamanlı geliştiren,temel evrensel insan ve tüm canlı haklarına ve değerlerine duyarlı, etik ,adil, objektif ve demokratik ,güvenilirlik, şeffaflık ve hesap verebilirlik temelli bir anlayışı benimseyen Çiğdem Yorgancıoğlu Chi Lange Challenge CLC 360 destek eğitim modelinin önem kazandığını görmekteyiz.

Bu yazı 1953 defa okunmuştur.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum