MACİT SOYDAN

                                                              KUMRU 

Bir öğle vakti apartmanın önünde komşumla sohbet ederken biraz ötemize bir çift kumrunun konduğunu gördüm. Onlar da beni fark etti ama korksalar da kaçmadılar, uçmadılar. Öylece kala kaldılar. 

Ertesi gün tekrar karşılaştık. Bir sonraki gün yine. Sanırım ortamı sevmişlerdi. An geldi delice bir sıcak oldu, an geldi bardaktan boşalırcasına yağmur yağdı ama onlar gelmeye devam ettiler. 

Peki onlar hakkında ne kadar bilgi sahibiyiz ? 

Kumrular insanlığa aşkı ve sevgiyi anımsatmak, öğretmek için gelirler sanki doğaya. Diğer kuşlardan çok farklıdırlar. Her zaman insanlarla içiçedirler. Bir bakarsınız her zaman girip çıktığınız balkonunuzun bir köşesine yuvaralarını yapmışlardır. 

Dedim ya kumrular ilginç kuşlardır diye. Bu yaşamlarına da yansımaktadır. Onlar tam bir çekirdek aile gibi yaşarlar. Nerede olurlarsa olsunlar mutlaka iki kumrudurlar. Grup halinde gezinmezler. İki sevgili her zaman iki yürek olup uçar, yerler, içerler ve yavrularını büyütürler. Hiç bir zaman üç ya da dört kumruyu bir arada göremezsiniz. 

Onların bir diğer ismi de sevgi kuşudur. Herkesin malumu halk arasında birbirini çok seven iki insana “çifte kumrular” denir. 
Kuş bilimcilerin kumru hakkında yaptıkları araştırmaları da görünce onlara olan merakım bir kat daha arttı.  

Yukarıda da belirttiğim üzere kumrular, asla eş değiştirmezlermiş. Her ne şartta olursa olsun hiçbir kumru, hiçbir zaman başka bir kuşun yuvasına girmezmiş.
İçinde bulundukları şartlara her zaman uyum gösterirler, eşlerine asla kötü davranmaz ve ondan başkasına da kesinlikle âşık olmazlarmış.

Kumruların eşlerine bağlılıkları destansı bir sevda imiş. Eşlerden biri ölecek olsa, kalan eş ömür boyu başkasıyla eşleşmezmiş. Bir vesileyle birbirini kayıp etse ya da biri ölse başka bir kumruya da gönül vermez eşinin ömür boyu ayrılığının yasını tutar mutsuz bir hayat sürermiş. 

İnsanoğlu gibi evlilik için ev, araba, yatak, yorgan, mobilya derdine düşmez, birkaç dal parçasıyla basit bir yuva yaparlarmış. Senede iki yumurta yumurtlayıp yaklaşık 15 gün kuluçka döneminin ardından yavrular, yumurtadan çıktıktan 18 gün sonra uçarlarmış.
Kumruların ömrünün ortalama bir yıl olması sebebiyle bir defada sadece iki yavru yaparak onları besleyip büyüterek bir hayat sürerlermiş.

Kumruların birbiriyle tanışması "guguk" ötüşüyle başlayıp erkek dişiyi takip eder ve çiftleşme başlarmış. Ondan sonra da bir daha birbirlerinin yanından ayrılmazlarmış. Aşklarının ürünü olan yavrularını, güvercin sütü denilen bir salgıyla gagadan gagaya aktararak beslerlermiş. 
Kumruların yuvalarını ıssız olmayan ve insanlara yakın yerlere kurmasının da bir sırrı varmış. 

Meğer yuva yıkmayı adet haline getiren, başkalarının mutluluğuyla oynamayı zevke dönüştüren kötü insanlar gibi hayvanlar aleminde de kötülük yapıp yuva yıkan cinsler varmış. 

Yabani bir kuş cinsi, kumru yuvalarını gezermiş. Fırsatını bulduğu bir zamanda saldırıp, önce kumruyu yuvasından uçurup sonra nerdeyse doğma aşamasında olan o yumurta içindeki kumru yavrularını kaçırıp onları yermiş. 

Evet, apartman önündeki yeni misafirlerden bahsederken konu nerelere geldi. Kumru diyip geçmemek lazım.

O kadar iyi biliyorlarki ne yapmaları ya da ne yapmamaları gerektiğini...Onları seyrederken hem büyük bir haz alıyorsunuz hem de utanıyorsunuz.Yapmamamız gerekirken yaptıklarımızı düşündükçe, onların azimlerini görüpte bazen yaptığımız ihmaller aklımıza geldikçe.....

Nota ve tınılarla:))

macit.soydan@gmail.com