içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

FÜRUĞ FERRUHZAD...

 

Günah işledim lezzet dolu bir günah,

 

titreyen esrik bir tenin yanında,
tanrım ne bileyim ne yaptım ben,
o karanlık susku dolu zulada...

 

o karanlık susku dolu zulada,
baktım gözlerine gizemleriyle dolu,
gözlerinin çaresiz isteklerinden,
kalbim göğsümde çırpınıp durdu..

 

o karanlık susku dolu zulada,
yanında darmadağın oturdum,
dudaklarıma heves döktü dudakları,
deli kalbimin üzüncünden kurtuldum..

 

 

Bir kadının, hem de evli bir kadının evlilik dışı ilişkisini anlattığı bu şiir İran’da yeri göğü inletmişti. 

 

 

1950’li yıllarda kaleme aldığı bu şiirinden sonra kocasından boşanmış ama yazmayı sürdürmüştü.  İkinci kitabı Duvar 1956 yılında yayımlanmış, hissettiği yalnızlığı ve güçsüzlüğü sahici bir tavırla anlattığı 25 şiirlik bu kitabını da 1958 tarihli İsyan takip etmişti. 

 

 


Kendisini dibe çeken bu ortamın zorluklarından uzaklaşmak adına çıktığı Avrupa seyahati sırasında yazdığı 17 şiirinden oluşan bu üçüncü kitabı, üslubu ve konularıyla öncekilerden oldukça farklı bir yere sahipti.

 

 

Artık ölüm gibi konuları da işlemeye başlayan şairin şiirlerinde dinî öğelerle mistik bir anlatım da öne çıkmaya başlamıştı. 

 

 

Evet, yukarıda da belirttiğim gibi 20. yüzyıl İran edebiyatının kederli ve güçlü şairi Füruğ Ferruhzad, kadını toplum dışı gören bir coğrafyada ‘kadın’ bir şair olarak üretti, sözünü söylemekten hiç çekinmedi ve hep bildiği yolda ilerledi. 

 

 

Kimi zaman tüm bunların karşılığında, en yakınları tarafından bile cezalandırılsa da…

 

 

Eserlerinin üzerinden on yıllar geçmiş olmasına rağmen hâlâ tartışmaların merkezinde olması, onun bu cesur kişiliğinin bir kanıtı. Zira sadece şiirleri değil, yaşadıklarıyla çok şey anlattı.

 

 

“Önemli olan üretilen eserin insan elinden çıkmış olması; bir kadına mı yoksa bir erkeğe mi ait olduğu değil. Bir şiir, belli bir seviyeye ulaştıktan sonra yaratıcısından ayrılır ve herkesten bağımsız, sadece kendi varoluşu üzerinden değerlendirilecek şekilde dünyaya karışır.”

 

Furuğ Ferruhzad | felsefe taşı

 

Eril dünya, kadın sanatçıların eserlerini farklı kriterlerle değerlendirse de, kişiliğini ve kendi bakış açısını en sahici haliyle şiirlerine aktaran Füruğ Ferruhzad, bu sözlerle karşılıyordu kadın bir şair olarak kendisine yöneltilen eleştirileri. 

 

 

Yaşadıklarını, gördüklerini, hissettiklerini limitlere baş kaldırarak yansıttı dizelerine. Ama tabii ki hem yaşadığı dönem hem de ülkesi için çizgi dışı bir karardı bu. Öldükten yıllar sonra bile şiirleri İran’da yasaklılar listesinde yer aldı. 

 

 

1967 yılında geçirdiği bir trafik kazası sonucu hayatını kaybettiğinde henüz yayımlanmamış bir kitabı daha vardı; İnanalım Soğuk Mevsimin Başlangıcına adlı bu kitap, o öldükten sonra yayımlandı. 

 

 

32 yaşındayken yalnız ve ülkesinde bir kesim tarafından dışlanmış olarak dünyadan ayrıldı Füruğ Ferruhzad. 

 

 

Ama korkusuzca kaleme aldığı ve arkasında bıraktığı külliyatı ise, kısacık ömrüne inat on yıllara hükmeden bir etkiye sahip oldu.

 

 

Nota ve Tınıyla...

 

 

macit.soydan@gmail.com

 

 

Bu yazı 2078 defa okunmuştur.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum