içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Gırgır Giren Eve Girmez Deve - 1

Gırgır Giren Eve Girmez Deve - 1 
Mizah dergileri Türkiye’nin kültürel ve siyasal hayatında yüz küsur yılı aşkın bir tarihe sahiptir. On dokuzuncu yüzyıldan itibaren, siyasetçilerin karikatürleri ve mizahi çizgileri günlük gazetelerde ve belli başlı dergilerde artan sayıda yer almış, popülerlik kazanmış ve bunlar toplumsal olarak kabul görmüşlerdir. 
Pek çok kez yönetimdekiler tarafından sansüre tabi tutulan bu dergiler ülkenin siyasal yaşamında simgesel bir önem kazanmış, entelektüel çevrelerde toplumsal muhalefeti dile getirme, halkın sıkıntılarını anlatma ve halkla yakınlık kurmanın bir aracı sayılmıştır. 
Muhalefet yapmak için mutlaka siyasal iktidar veya sistemi doğrudan hedef alan belli bir hareketin gerçekleştirilmesi zorunlu değildir. Muhalefet farklı bir yaşam biçimi, bir karşı kültür şeklinde de gerçekleştirilebilir. Bu bağlamda sanatta, edebiyatta, modada, müzikte, tiyatroda tüm bu araçlarla yapılan bir muhalefetten söz edilebilir.
Muhalefet bu suretle yeni değerler, yeni yaşam tarzı yaratmak yoluyla geleneksel yapıyı değiştirecek barışçıl ve yasal bir kültürel devrim şeklinde kanalize olmaktadır. Gençlerin sokak modası, geniş yığınları bir araya toplayan konserler, eleştirilen konuları ve savunulan değerleri yansıtan (sosyal adalete, kardeşliğe, insanlığa çağrı) şarkı sözleriyle büyük yankılar uyandırmıştır. 
Aynı türden eleştirilerin sanatın diğer dallarında da görülebilmesi olasıdır. Özellikle de mizah sanatı muhalefetin en can alıcı alanlarından birini oluşturur.
Aslı itibarıyla Arapça olan mizah kelimesinin Türkçe karşılığı ‘gülmece’dir. Gülmece, sözlükte, “eğlendirmek, güldürmek ve birine takılma amacını güden ince alay, humor” olarak tanımlanır. Mizahın tanımları arasında, “gerçeğin güldürücü yanlarını ortaya koyan edebiyat türü” de vardır. Henri Bergson, yalnızca insana özgü olarak varsaydığı komiğin, hayat ve sanatla akraba olduğunu söyler.
 Arthur Koestler de mizahı, yaratıcılığın kesin sınırlarla birbirinden ayrılmadığı bilim, sanat gibi alanlarından biri olarak kabul ederek, mizaha büyük önem atfeder. Koestler’e göre, yaratma süreci bu üç alanda da birbirinin aynıdır. Mizahı, bilim ve sanattan ayıran nokta, duygusal iklimdir. Mizahtaki duygusal iklim saldırgan, bilimdeki meraklı,tarafsız, sanattaki ise sevecen ve beğeni doludur.
Devam edecek... 
Işık ve Sevgiyle...
macit.soydan@gmail.com

 

Bu yazı 4042 defa okunmuştur.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum