MACİT SOYDAN

Yaz, kış, kar, yağmur, dolu, tipi demeden 24 saat motorsiklet üstünde geçen bir ömür. 

Bir telefon sonrası anında kapıya teslim. Geç gidersen patrondan fırça, geç teslim edersen müşteriden azar... 

Bazen o da eh işte dostlar alışverişte görsün misali bir gülümseme ve ardından gelen teşekkür, bazen de yüzüne bile bakılmadan suratına çarpılan kapılar... 

Aldığın siparişi zamanında teslim etmezsen belki de maaşından kesinti..

Sigorta, iş güvenliği var mıdır, yok mudur bunu en iyi kendilerine sormak lazım... 

Zam beklentisi içine girersen kapıyı gösterirler. Mazeret izni mi dedin mırın kırın... 

İstenilen ürünü götürdüğün zaman 10 kat çıkacakmışsın, 15 kat tırmanacakmışsın kime ne ? İstersen yapma... 

"Alo, elemanınız siparişimi yukarıya kadar çıkarmıyor" 

Hepsi çelikten yapılma ya. 

Android'ler ya... 

Anlamışsınızdır kimlerden bahsettiğimi... 

"KURYE" ya da bir başka adıyla "Moto-Kurye"

Kolay bir meslek değil yani... 

Güvenlik açısından risk arz eden, korumasız bir araçla hizmet üretiyorlar. Bu aracın kullanımında güvenlik açısından özel ekipmanların kullanımına ihtiyaç var. Yapılan iş uzun süreli ve aralıksız olarak sürdürmeye uygun değil, zira sürekli dikkat ve yoğunlaşma gerektiriyor. 

Moto-kuryelerin önemli bir bölümü işçi statüsünde olmadıkları için kazalar iş değil trafik kazası olarak kaydediliyor. Dolayısıyla, yaşadıkları iş kazaları resmi rakamlara gerçekçi olarak yansımıyor. 

Yaptıkları meslek tehlikeli iş sınıfında sayılıyor ve öyle olmalı ama kimin umurunda...  
Birçoğu  günlük yevmiye ile çalışıyor. Çalışmadıkları gün para kazanamıyorlar. 

Tüm bunlar yetmiyormuş gibi bir de yaşadıkları ve hedef alındıkları cinayet ya da saldırılar... 

Son kurban da tüm ülkenin adeta ayağa kalkıp isyan ettiği Balıkesir'de alçakça bıçaklanarak öldürülen 20 yaşındaki okul harçlığını çıkarmaya çalışan üniversite öğrencisi Ata Emre Akman... 

Seslerini duyurmak ve bu cinayetlere son demek için arkadaşları sokağa çıkıyorlar. Tek tük basın yayın organında küçük bir haber olarak yer alıyorlar. 

Varsa yoksa kim nerede kiminle aşna fişne yapmış, kim nerede lüks bir şekilde tatilini geçiriyor. Kim ne yiyiyor, kim ne içiyor ? 

Haber denilince ilk akla bunlar geliyor ekranlarda ya da gazete sayfalarında veya internet haber sitelerinin birçoğunda...  

Umarım Ata Emre son olur... 

Bakın Yunus Emre ne demiş ? 

"Bir garip ölmüş diyeler, Üç günden sonra duyalar, Soğuk su ile yuyalar, Şöyle garip bencileyin..."

Nota ve Tınıyla... 

macit.soydan@gmail.com