içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

RESMİDİLENCİLİK

 

Bir  enstrumanı orta derecede bile icra edebilmek kadar güzelbir şey var mıdır bilemiyorum?

 

Kısaca sanatsa bunun adı…

 

Bir tahta parçasının tellerien dokunarak hoş nağmeler çıkarmak; bir  tahta ya da metâl borunun  tuşlarına dokunmak; üflemek; sonunda da melodiler çıkarmak da ne hoştur…

 

Bir ezgiyi kusursuzca söze dökebilmek; insana mutluluk verir…

 

Müzik ruhun gıdası…

 

Buraya kadar her şey güzel…

 

Lakin,  sanatsa kalarak, sanatsa bırakılarak hayat damarlarından biri kopartımış bir toplumda sanatçı olmak da zor; sanatçı yamaı olmak da; sanatçı özentisi olmak da…

 

Hele de sokak müzisyeni isen…

 

Yollarda, caddelerde, metrolarda,  semt pazarı giriş-çıkışlarnıda; hastane önlerinde, pastane önlerinde; kısacası her yerde karşımıza çıkıyorlar son birkaç yıldır ve sayıları giderek artara…

 

Çoğunluğu görme engelli olan bu müzik emekçilerinin işini iyi yapan da var; Cuma Namazı çıkışı müezzin çığırtkanlığı gibi; iki şarkı arası; ‘Lütfen boş geçmeyeim’  diyerek melodik dilenen de var…

 

Onlar; ‘Dilenci’ kabul ama…

 

Tamam ama…

 

İş icabı tam 34 ülke gezdim; başkentler,  sahil beldeleri filfilan; her yerde soak müzisyeni vardı; caz, pop, rocak, bues, samba, rumba,ça-ça;  hemen her ritimde, oriental falan da vardı; ama hiçbirisi de kendi dilende ‘Lütfen boş geçmeyin’ demiyordu; haydi buraya kadar da tamam…

 

Yine bir tamam ama daha…

 

Arkadaş, sen ne kadar başarılı söylersen söyle…

 

Adam senin müziğine vermiyor parayı…

 

Sokakta olmana ve körlüğüne veriyor…

 

Yani sanata değil; demogojine veriyor…

 

Geçenlerde; ‘Ulan’ dedim; ‘Al gitarı eline, git kuytu bir köşeye; bir-iki saat çal gitarı; en az on dilde şarkı söyleme kabiilyetin de var; söylebakalımne olacak?’…

 

Yaptım da; toplam iki günde 5 saat ensturamn çaldım ve 700 TL para geldi…

 

Sanatıma mı geldi?

 

Hayır; geçerken acıyan bakışlar ve başın üsütnedn  sadaka geçirmesi ile verilen bozukluklar o kadar…

 

Sen orada; Bach olsan ne, İbo olsan ne, Orhan Baba olsan ne?

 

Bu ülkede kimse sokak müzisyenelrine sanat için para vermiyor…

 

‘Yazık’ denilerek; ‘Şşşükürleeeer olsun  ya rabbbiiimmmm halime’ denilerek para veriliyor ya da atılıyor sokak müzisyenlerinin önündeki para kutularına…

 

Bunun da maalesef; ‘Resmi Dilencilik’ oluyor ister istemez…

 

Bu durum kolay para kazanma yolunu seçen engellinin de işine mi geliyor; evet; çünkü işportacılık filan emek istiyor; zor iş; ama geç bir  köşeye iki tımbırdat; iki kareoke yap; pastayı götür…

 

Kimsenin  kazandığında gözümüz yok ama…

 

Sanattan  anlamayanların ülkesinde; sokak müzisyenleri; ‘Resmi Dilenci’dir…

 

 

Bu yazı 2617 defa okunmuştur.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum