Yıl 1977…

 

İlkokul ikinci sınıftayım…

 

Hayat Bilgisi dersindeyiz…

 

II. Ünite’nin hemen başında; ‘Orman, Sel, Erozyon ve  Toprak Kayması’ başlığı yazıyor…

 

Biraz anlattıktan sonra; ağacın  öneminden, ormanların ehemmiyetinden; sık agaçlıklı bölgelerde, ağaçların derin köklerinin toprağı tutması nedeniyle, sel, erozyon  ya da toprak kayması riskinin çok düşük olduğu ifade ediliyor…

 

Yıl 1978,  ilkokul üçüncü sınıftayım; ‘Orman Haftası’nı kutluyoruz; öğretmenim Ayşe Can ile birlikte; Anıttepe İlkokulu’ndan çıkıp;  sınıfça Beynam Ormanları’na gidiyoruz…

 

Dilimizde, yeni öğrendiğimiz o neşeli şarkı; ‘Orman Ne Güzel,  Ne Güzel…’

 

*********

 

Araştırdım; ders  proframını inceledim; ‘Ormanların özellikle kent oksijenini sağlama ve seli önleme konusundaki önemi,  ilkokul çağındaki çocuklara ne zaman öğretilmeye başlanmış’ diye…

 

Size ilginç gelecek ama, Aleaddin Keykubat dönemi eğitim yuvalarında varmış; keza ‘Osmanlı Enderun Mektebi’ programında da var; tabii ki cumhuriyetin ilk dönemlerinden itibaren de,  bugüne uzanmış…

 

İki bin yıllık bilgi yani neredeyse…

 

*********

İstanbul Başakşehir, Küçükçekmece, İkitelli, Halkalı; daha birçok ilçeyi sel bastı dün…

 

Keza Kırklareli’ni…

 

Can kayıpları var; mal kaybı milyarlarca TL…

 

********

 

Milyarlarca dolar harcanarak Olimpiyat Satıda yaptırıldı, İstanbul Havalimanı yaptırıldı; Avrupa’nın en büyüğü, dünyanın  en büyüklerinden…

 

Tabii ki gurur kaynağımız, onurumuz da…

 

********

 

Uzmanlar uyarmıştı; su havzasına yapılıya; sulak araziye yapılıya; ‘Yapmayın, etmeyin’ diye…

 

Ne oldu, her yağmurda pistler dahil su bastı; terminaller kardan etkilenip kapandı filan…

 

Ne demişti uzmanlar?; ‘Kuzey Ormanları su havzasına havalimanı yapmayın, buraya havalimanı, otoyol yapmayın; Kuzey Ormanları; İstanbul’un, Tekirdağ’ın, Kırklareli’nin doğal barajı, su  tutuyorlar;  seli önlüyorlar’…

 

Peki rant tutkunu yöneticiler ne yaptı; bilimi  dinlemedi ve işte tablo…

 

Sel basan ilçelere bir bakın; tam da o katledilen ormanların alt kesiminde; su tutulamıyor;  dere yatağından; akıp gidiyor…

 

Adı bile ‘Su Vadisi’ bölgenin…

 

Bu insanlığa nasıl bir ihanettir?

 

*********

 

Yobaz ve bağnaz zihniyet; çok  kıymetli Milli Oyuncumuz Ebrar Karakurt’un cinsel kimliği ile uğraşacaklarına; rant için heba edilen milli kaynaklrala uğraşsalar ya…

 

(O konuya da bir parantez açalım; ulan sen kimsin ki; üzerinde ayyıldızlı bayrak bulunan milli frmayı; sırf cinsel kimliği başka diye, bir Türk vatandaşının sırtından çekmeye çalışıyorsun; haddini bil ulan; o senin insanların eynini yıkamak, din bezirganlığı yaparak, Beykoz’daki, Sarıyer’deki köşklerine yeni köşkler katmak için insanları kandırmak üzere giydiğin paçavra cüppelere benzemez; milli forma o, kutsal yani, bayrak yani, milli ve değerli)

 

Kirli kafalarını, içki yasağından, kiminkimle yattığınan çıkartıp; kul hakkı yenilerek doğanın katli ile ilgilenseler ya…

 

Cüppeleri,  sarıkları, şalvarları arkasına saklanıp; abuk-sabuk fetvalar vereceklerine; inandıkları Allah’ın yaratıya en güzel nimet olan ormanların rant uğruna katledilmesinin; en büyük haram olduğunu söyleyen ir tane medya maymunu hoca bozuntusunu izlediniz mi hiç ekranlarda ya da sosyal medyida?

 

İşleri güçleri, şarlatanlık ve soytarılık…

 

Maçanız yiyiyorsa; çıkıp  bu konuda fetva versenize ey sahte alimler…

 

Veremezsiniz değil mi; yemez çünkü…