Seçimlere kadar yıllarca, haklı olarak ‘Herbokolog’ iktidar yanlısı sözde köşe yazarı bozuntularını ya da sözde aydınları eleştirenler; seçim sonrası öyle bir tablo çizmeye başladılar ki; ibretli olduğu kadar; sosyo-psikolojik incelemelre değecek kadar üstüne konuşulmaya ya da yazmaya değer…

Kelli felli, melsem duayenlerinin zavallığını; yalakalığa başlamasın ıgeçtim; arkadaş bu ne yahu?

Ortalık, ‘Ruhlarında ne çirkeflik varmış da farkında değilmişiz’ diyeceğniz tiplerden geçilmemeye başlandı; üstelik bunlar; ‘Bizim adamımız’ diye tabir ettiklemizden…

Ya sen gazetecisin; sert dille eleştirmek başka; kalem-kitap sallayarak bir siyasi parit liderini eleştiremk başka…

Değişim istemek başka, halkı galeyana getirmek başka…

İktidar yalakalığı ile, muhlef parti içi muhalefet pratizanlığı yapmak aynı kefede…

Hiç farkı yok…

Bırakırsın gazeteciliği; girersin o partinin MYK ya da PM’sine, eelştirirsin, elini öperim…

Hülasa…

Kaleminden yağ damlamak da aynı, kin damlamak da, kan damlamak da, pratizanlık damlamak da…

Gazeteciik mesleği; resmen ölmüştür…

Başımız sağolsun…