içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

ŞU İŞİ BİR TÜRLÜ BİLMEYENLERE DAİR

 

Gastronomi Turizmi konusunda derdimizi kime anlatmalı ki?

 

Bilemedim…

 

Çünkü işi bilen de yok…

 

Biraz anlatalım o zaman…

 

Nasıl bir bina inşa etmeden önce, mimari projesi çizilir, mühendislik hesaplamaları yapılır, söz konusu binanın inşa edileceği arsa ya da arazide bir zemin etüdü yapılır; gastronomi turizmini adam gibi hayata geçirirken de olmazsa olmaz ve tabiî ki bilimsel merhaleler olagelecektir, olmalıdır da. 

 

Bunun en önemli aşaması ise; ‘Türk Mutfak Kültürü"nün tam manasıyla bir bakıma envanterinin çıkartılarak, kayıt altına alınmasıdır ve bu çok geniş kapsamlı yapılmalıdır. Yüzlerce yemek kitabı ile bile bu iş yapılmış sayılmaz, sayılamaz; çok ama çok kapsamlı bir ‘Türk Mutfağı Külliyatı’ ve Gastronomi Turizmi faaliyetinin buna ışık tutması da, en zaruri adımdır.

 

Türk mutfak kültürüne ait olan yemeklerin reçetelerinin çıkarılarak kayıt altına alınması üzerinde önemle durulması gereken bir unsur olmaktadır. Geçmişe ait reçetelerin geliştirilerek sunulması tanıtım faaliyetlerinde ihtiyacımız olan yeniliklerdendir.

 

Yerli ya da yabancı turiste bilindik bir  yemeği ikram etmek gastronomi faaliyeti, onu yenileyerek çok amaçlı bir kültür programı çerçevesinde sunmak ise, gastronomi turizmi faaliyetidir.

 

Geçmişe verilecek bu kıymet aslında bugüne yapılan en önemli yatırım olacaktır.  İkram edilen, hazırlanan ya da sunumu gerçekleştirilen yiyecek ve içeceklerin aslının korunması, üretim yöntemlerinin kaybedilmemesi lazımdır. Bunun alt limit kalite standardizasyonu olacağı gibi,  üst limit artı sonsuz bir standardizasyonu da mutlaka yaratıcı bir dille belirlenmelidir.

 

Burada akla bir tek tabak yemeği, kase yemeği ya da ne bileyim bir dürüm, ekmek arası filan gelmemeli. Yeni coğrafi işarete kavuşmuş Ezine Peyniri’ni dahi iyi bir sunum ile pekalâ gastronomi turimi malzemesi de yapabilemez miyiz? Tabii ki yaparız.

 

Burada şu notu da iletmemde fayda var. Klasik manâda ırkçı bir dil anlayışına hiç katılmam ama, ‘Sandwidges’ kelimesini ‘Sandviç’ yapıp dilimize soktuğumuz gibi, ‘Ekmekarası’ kelimesini de başkaca dillere; ‘Eckmecarasi’ şeklinde bir kültür dili haline getirmek bile, gastronomi turizminin bir alanı olmalıdır.

 

Misâl, ‘Hamburger’ neticede ‘Ekmek arası ya da burger ekmeği arası köfte’ ise, sen niye ‘Ekmekarasi Coffthe’ ya da ‘Cofftecmec’ diye bir yeni marka yaratmayasın ki? Bunlar çok iyi bir fizibilite sonrası, bu zengin coğrafyamıza çok daha büyük bir gastronomi turizmi zenginliği katacaktır.

 

Bu yöresel zenginliklerin çok daha net bir biçimde ve çok yönlü olarak ekonomiye de katkı sağlamasının bir başka yolu ise, uyduruk örneklerinden daha geniş kapsamlı olarak bir ‘Gastronomi Turizmi Haritası’ ve hattâ en az 10 lisanda bastırılıp, kültür ateşeliklerince tüm dünyaya dağıtılacak ‘Gastronomi Turizmi Atlası’ oluşturmak da şarttır.

 

Herhalde, dünyanın en kalın ‘Gastronomi Turizmi Atlası’ olacağını yazmama bile gerek yok.

 

Düşünsenize, 81 ilden yüzlerce yemek, 81 ilden yüzlerce içecek, 81 ilden binlerce ürünün aynı anda yer aldığı, çok lüks kağıda en kalitelisinden baskısı yapılmış bir atlas.

 

Haydi bu işe aklı yatana da kıyak olsun, ilgilensin, ilgili yerlerle bağlantı kurup, patentini ve telif haklarını da alsın; akıl benden, girişim artık kimbilir kimden, yeter ki on yıllardır büyük bir aşkla gönül verdiğim ‘Türk Gastronomi Turizmi’ kazansın; yani Türkiye Turizmi’ kazansın, yani Türkiyem kazansın.

 

Üniversitelerin turizm okullarında; ‘Gastronomi Turizmi’ni önce yüksek okul, sonra fakülte bazında açmak bile büyük bir adım olacaktır. Gerçekten yeter ki, Türk Gastronomi Turizmi kazansın, Türkiye Ekonomisi kazansın, Türkiyem kazansın…

 

Bu yazı 2838 defa okunmuştur.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum