içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

SİZE ‘KIYMALI PATATES’İ SEVDİRECEĞİME SÖZ VERİYORUM

 

‘İsatistiki Veriler’;  özellikle şu son birkaç yıldır; haber kanallarında sürekli olarak bize empoze edilen, aslında hayatın da tam gerçeği olan; lakin bu gerçekleri duymaktan bıktığımız rakamlardan ibaret…

 

Yok ‘Enflasyon Verileri’, yok ‘İşssizlik Arttı mı Azaldı mı?’, ‘Altın geçen yıl ne kadardı da, şu anda ne kadar arttı?’, ‘Domates, biber, patlıcan filatları’ filân…

 

Pahallıktan bıktığımız kadar, bunun gözümüze sokula sokula haykırılmasından da bıktık sanırsa…

 

Ama ben bugün size yine istatistiki bir veri ile sesleneceğim…

 

Ama bu istatistiki veri, önce canınızı yine sıkacak başlığından ötürü ama, sonra ‘Hah işte bak ben  haklıymışım’ diyecek; ama en son raddede, ‘Muhteşemmmmmiş’ dedirtecek cinsten…

 

*******************

 

Türkiye genelinde yapılan istatistiki bir araştırmada; halkın aslında en çok sevmediği yemek ne çıkmış biliyor musunuz?

 

Size ilginç gelecek ama; ‘Kıymalı Patates’…

 

Evet, maddi durumumuz iyi olsun, orta halli olsun, iyi olsun; hele hele de akşam yemeğinde annemizin ya da eşimizin ne pişirdiğini sorduğumuzda en çok duymak istemediğimiz ve istemeye istemeye yemek zorunda kaldığımız yemekmiş gerçekten de ‘Kıymalı Patates’…

 

81 ilde olmasa da, 40 ilde, çok çeşitli melsem, yaş, ekonomi ve eğitim seviyelerinden  beş bini aşkın kişi üzerinde yapılan bir araştırmada; sıkı durun, 4578 kişi, kıymalı patates yemeğini sevmediğini dile getirmiş…

 

Kimi, ‘En sevmediği yemek’ olarak adlandırmış, kimi ise ‘Sever misiniz?’ sorusuna ‘Hayır’ demiş…

 

*******************

 

Ama ben yazının başlığında da olduğu gibi size bugün; söz veriyorum; o 5105 kişiye de, hele hele 4578’ine; söz veriyorum; ‘Kıymalı Patates’i sevdireceğim…

 

*******************

 

Nasıl mı?

 

Patates ana malzememiz olacak ama, onu öyle soslayıp, öyle lezzetlendireceğim ki; haftada bir bu yiyeceği arayacağınıza garanti edebilirim…

 

*******************

 

Önceden söylememde fayda var ki; çoğu hali hazırda evde kolaylırkla olan malzemelerden belki ama ikisi dışında…

 

Birisi ‘Toz Hardal’, birisi ise ‘Keten Tohumu’…

 

Haydi evde yoksa, bir adet iri salatalık turşusu, bir yaprak lahana turşusu, bir kibrit kutusu kadar pancar turşusu ve iki çorba kaşığı tombik acı minik biber turşusu…

 

Yarım çay bardağı da şalgam suyu…

 

Unutmadan bir de ya ‘Beş-Altı Dilim Önceden Üstü Açık Olarak En Az Beş saat Buzdolabında beklemiş Cheddar Peyniri’ yak ise şayet; üç çorba kaşığı rendelenmiş ve yine beş saat buzdolabında üstü açık olarak beklemiş rede kaşar peyniri…

 

*******************

 

O zaman size çok seveceğinize inandığım ve benim sevdirmiş olacağım tarifi yapmaya başlayalım mı?

 

*******************

 

En fazla beş diş sarımsağı ve bir orta boy soğanı, çok çok ama çok çok ince bıçakla kıyalım…

 

İki orta boy domatesi de robotta püre halinde çekelim…

 

Ayrı bir orta boy fincanda; bir buçuk tatlı taşığı tatlı biber salçasını yarımdan biraz fazla çay bardağı kaynar su ile kıvamlı bir sos haline getirip ezelim ve içine bir fiske tarçın, bir fiske zencefil, bir fiske de kimyon koyarak karıştıralım…

 

Derince bir tavaya, bir kahve fincanı zeytinyağını koyup, hralı ateşte kızdıralım; yağ kızınca altını orta ölçekte kısıp önce doğanları, iki dakika sonra da sarımsakları koyup; yakmadan tavayı sallaya sallaya karamelize etmeden pembeleştirelim…

 

Soğan ve sarımsaklar pembeleşince; içine önce incecin kıyacağımız salatalık ve lahna turşularını ekleyip, altını açalım; bir dakika sonra da püre halien getirdiğimiz domatesleri koyup;  tavanın altını yine kısalım ve ayrı bir tavada da 250-300 gram kadar dana kıymayı; önce kısık ateşte; sonra da harlı ateşte, az miktarda zeytinyağı ile kavuralım; kıymalar çok hafif kıtır kıvama gelence de tavanın altını kısalım…

 

Bu arada domatesli sosumuz da yavaş yavaş piştiğinden, önce bir dolu çorba kaşığı toz şeker ile revize edelim, iyice karıştıralım; sonra da  kıvamlı bir hale gelimş biber salçası sosunu, sonra da minicik doğradığnız tombik biber turşularını ekleyelim…

 

Üç dakika daha kısık ateşte pişirdikten sonra; içine toz hardalımızı ve şalgam suyunu ekleyip, kaynayana kadar tavanın altını açalım, kaynayınca da çok kısık ateşe alıp, mümkünse makinede ya da kızartma tenceresinde parmak patateslerimizi kızartalım…

 

Makinede kızartmışsak; tereyağı ile kızartmanızı öneririm, zira bir tatlı kaşığı teryağı yeterli olacaktır…

 

Patatesleri kızartma tenceresinedn ya da  makineden almadan iki dakika önce,  haifi kıtır pişirdiğimiz kaymamızı sosumuza ekleyileim; iki-üç dakika arle ateşte pişsin; en son cheddar peynir kullanacaksak, sos tavadayken sosa ekleyip biraz daha karıştırıp tavanın altını kapatalım…

 

Patatesleri servis taağına alır almaz o kızgınlıkları ile üstüne birer fiske keten tohumu serpelim; en son da  sosumuzdan üç çorba kaşığı ile süslyip; servis edelim…

 

Şayet, peyniriniz rende kaşar ise; patateslerle keten tohumlarını buluşturduktan sonra; tabağa önce bir kaşık sos gezdirelim; sonra rende  kaşarı koyup; sonra da iki kaşık daha sıcak sos ekleiyp, kaşaren doğal helvelenmesini sağlayın…

 

Uğraşmak isterseniz çıtır karamelize kırmızı soğan ya da ancar turşusu ile ki ince kesilsin; öyle servis edin…

 

****************

Haydit şimdi de bu kıymalı patatesi sevmeyin de göreyim…

 

Yine de sevmeyebilirsiniz ama haksızlık etmiş olursunuz…

 

****************

Afiyetler olsun efendim…

 

GASTRONOMİ&GASTRONOMİ TURİZMİ UZMANI-GURME

BOĞAÇ YÜZGÜL

 

Bu yazı 1479 defa okunmuştur.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum