içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

SEÇENEKSİZ DEĞİLSİNİZ ZİRA TEK SEÇENEK SİZSİNİZ

 

 

Beğenilsin ya da beğenilmesin; doğru ya da yanlış bulunsun, sistematiği tartışılsın ya da tartışılmasın; mevcut hükümetin, tüm hükümetlerde de olması gerektiği üzere; enflasyonla mücadele kararlılığını gözden kaçırmamak gerekir; zira siysi istikrarın temeli ekonomidir ve bir hükümet, özellikle enflasyonist sistemlerde enflasyonla mücadele etme azmi ve kararlılığı ölçüsünde ayakta kalır…

 

Bu nedenle de, mevcut hükümetin; yine yazmak zorundayım; beğenilsin ya da beğenilmesin; enflasyonla mücadele azim ve kararlılığı konusunda atacağı her adıma her kesimin, herkesin harfiyen uyma zarureti vardır…

 

Yakın dönemde, başta kamuoyunda ‘Üç harfli dinci-muhafazakâr market zincirleri’ olarak bilinen ve son derece vurguncu bir fiyat politikası izleyerek, hükümetin enflasyonla mücadele kararllığına medyam okuyan birçok işletmeye  tanıklık ettik…

 

‘Maalesef etmek zorunda kaldık’ diye yazsam daha doğru bir tespit olacak…

 

Bu ‘Üç harfli dinci-muhafazakâr market zincirleri’, küçük esnafı da her açıdan tamamen bitirerek; neredeyse her mahallede açıkları birden fazla şube ile insanlara, ‘Seçeneksizlik’ psikolojisi aşıladı ve vurgunlarına devam ettiler…

 

Ancak bu acı gerçeğe rağmen; hiçbir grup, zümre, teşiklat ya da kesim de çıkıp, bu hükümete dahi medyam okuyan ‘Üç harfli dinci-muhafazakâr marketler’e karşı en ufak bir protesto ya da boykot çağrısı yapmazken; faturayı bir anda lokanta ve kafelere çıkarmaya kalktıkla…

 

Mantıken doğru bulunabilir, zira insanların sevdiklerini alıp, bir hafta sonu en basitinden, bir çay-simit muhabbeti yapması kadar doğal ne olabilir ki?

 

Evet, şu anda hakikaten çok fahiş rakamlara tekabül eden bu insani ihtiyaç, birçok kesim açısından ulaşılmaz gibi duruyor…

 

Maliyeti bir birim olan bir mal ya da hizmet, lokanta ve kafelerde en az yedi-sekiz katına satışa sunuluyor; bunun adı vurgudur doğru; soygundur, acımasızlıktır o da doğru; insanların belli alışkanlıklarından vazgeçememe dürtüsünü kullanmaktır, tamamen doğru ama ya maliyetler?

 

Sistemsel bir sıkıntı hakimdir işin özü…

 

Zira şu anda gerçek sıkıntı, işletmeler kadar varolan vurgunluculuğu tetikleyen serbest piyasa ekonomisini muhafazaka eden, global kapitalist sistem.

 

Gerçekten şu anda Türkiye’de çok ciddi oranda bir yüksek enflasyon var.

 

Tabii ki bu sorunun ardında; bazı yapısal gerekçeler var.

 

Ekonomi odaklarının ortak hareket etmesi e gerçekten ciddi ekonomik reformlar yapılmadan ve bir süre için ama toplumun ve devletin her kesiminde;  kemer sıkma programı uygulanmadan mevcut sorunun çözümü mümkün değil.

 

*********

 

bir kere insanlar, şu ‘Seçeneksizlik’ psikolojisin ibir yana atmalı, atmak zorunda; zira ey halkım, ey müşteri; seçeneksiz değilsiniz, tek seçenek sizsiniz; sizsiz kazanç da olmaz,  işletme faaliyetleri de yürümez…

 

Yüksek ücretlere yönelik memnuniyetsizilğe karşı, rekabetin çok olduğu yeme-içme sektöründe; her zaman alternatifler olabileceğini asla unutmayın…

 

Şu anda halkçı ve durağan bir fiyat politikası izlemenin tam zamanı işletmeler açısından…

 

Hükümetin enflasyonla mücadelde kazanması için; toplumla, halka yüz yüze kalan yeme-içme mekânlarının; psiko-ekonmik süreci en iyi yönetmelerinden başka şans yok zaten…

 Herhangi bir yeme-içme mekânının, hizmetinden, kalitesinden ya da kalitesizliğinden, sunumundan, servisinden memnuniyetsiz olan, fiyatlarını çok pahalı olduğundan serzenişte bulunan bir müşteri; ilk olarak bunu sözle dile getirir, ama ne hikmetse tam manasıyla bir boykota gitmez, gidemez…

 

Bir de bireysel ya da üç-beş kişilik boykot yetmez; topyekün bir boykota gidilsin de bakın, vurguncu işletmeler nasıl hizaya geliyor…

 

******************

Tabii ki ‘Seçeneksizlik’ kavramının karşılığı, ‘Kalitesiz seçenek’ de olmamalı…

 

Gastronomide kalitenin  önemini benim kadar vurgulayan ibr başka gurme daha var mı bilmiyorum?

 

Tabii ki kalitenin vazgeçilmezliği esas olmalı; ama vurguncu, soyguncu olmadan da kazanılabilir…

 

Yeter ki  etik değerler hiçe sayılmasın…

 

Enflasyonla mücadelede,  her kesimin üzerine düşenler var; girid ve tedarik maliyetleri de; vurgunculuğu, soyguncluğu bırakırsa; buna bağlı olarak; işletmler de eğer şeref ve haysiyetten yoksun değillerse; fiyatlarla ilgili vurgunculuk ya da soyguncluk yapmayacaktır…

 

Halen yapıyorlarsa da, işte onlar boykot edilsin; karalansın, gerekirse örgütlenilsin; boykot öyle yapılmalı…

 

Tabii ki mali denetimler de sıkı sıkıya uygulanmalı ama gündem gereği saman alevi ya da sabun köpüğü gbi değil; her an her fırsatta yapılmalı…

 

O zaman hiç kimse ne vurgun, ne soygun, ne de ahlaksız fiyat politikası izlemez, izleyemez…

 

 

GASTRONOMİ&GASTRONOMİ TURİZMİ UZMANI

GURME BOĞAÇ YÜZGÜL

 

 

 

Bu yazı 1130 defa okunmuştur.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum