MACİT SOYDAN

Bir zamanlar; bayramlar aile fertlerini ve akrabaları biraraya toplama özelliğine sahipti. Arife gününde telaşlı hazırlıklar ve tatlı heyecanlar yaşanırdı. Anneler ve nineler gelecek çocuklara ve misafirlere baklavalar, börekler, tatlılar hazırlar, yemekler yaparlardı. Kolonya şişeleri doldurulur, bayram şekerleri alınırdı. 

Bugünkü gibi mesaj atarak ya da telefonla bayram kutlamak yoktu. Fırınlarda ekmek çıkmadığı için 2, 3 günlük ekmek alınırdı. Gazeteler basılmazdı. Sadece, bütün gazetelerin birlikte bayram mesajı verdikleri "Bayram Gazetesi" çıkardı. 

Çocukların bayramı en güzel şekilde geçirmeleri için eğlence yerleri kurulurdu. Panayırlardaki salıncaklar, kovada satılan dondurmalar, macunlar, keten helvalar, pamuk şekerler, elma ve horoz şekeri, sallanarak köpürtülen gazozlar, uçurtmalar, balonlar, sakızlar, çat patla ve laklakla oynamak, maytaplar, mantar tabancaları, seyyar satıcıların geldiğini duyunca koşuşmalar, bayram tadında güzel eğlenceler sayılırdı.

Ayrıca, bayramdan önce PTT ile bayram kartpostalları, tebrik kartları göndermek, seyyar fotoğrafçıya, arkada asılı bez fonda siyah-beyaz "BAYRAM HATIRASI" fotoğrafı çektirmek büyük zevkti.

Eskilere ait çok şeyler anlatmak mümkün. Önemli olan, yenilerde, eskilerin tadını bulabilmek.

Bugün artık teknolojinin gelişmesiyle birlikte insanların birbirleriyle yüz yüze ilişkileri zayıfladı ve internet yoluyla, sosyal medyada görüşmeler topluma hâkim oldu. Bayramlar da bu durumdan nasibini aldı. Aile, akraba, komşu, arkadaş, tanıdık ziyaretleri telefon trafiğiyle sekteye uğradı. 

Bundan sonra da artık eskiye duyulan özlem ile, toplumları mutlu eden geleneklerin kaybolmaya başlamasındaki serzenişi (sitemi), "Nerede o eski bayramlar?" sözüyle daha çok duyacağız gibi görünüyor. 

Bu arada yazıya bakınca eski bayramları özlediğim falan sanılmasın! Oldum olası hiç sevmezdim zaten harçlık almak dışında. :)) 

Hele ki küçükken evde yalnız bırakılamamaktan kaynaklı o bayram ziyaretlerine gidilirdi ya hani, of kabusss!

Bayram ziyaretleri ebeveynlerin "Çok kalmayacağız merak etme, bayram ziyareti zaten bu, 10 dakika oturup kalkarız" iddiaları eşliğinde gidilip, minimum 1 saatten olunan yerlerdi aslında.

Peki bugün bana "Bayram demek ne demek?" derseniz tek cevabım "TATİL" olur. 

Günümüzde modern hayatın yoğun çalışma temposu ve geniş ailelerin yavaş yavaş yerini çekirdek ailelere bırakmaya başlamasıyla birlikte bayramlar artık tatil fırsatı olarak görülüyor.

 Böyle olunca bayramların tadı da azalmaya başladı. Eli öpülecek kimseniz yoksa zaten yarım kalmışsınızdır....

Yine de bayram nedeniyle yazımı sevgili Barış Manço'nun efsane şarkısının bir dörtlüğüyle bitireyim; 

"Bugün bayram, erken kalkın çocuklar / Giyelim en güzel giysileri / Elimizde taze kır çiçekleri / Üzmeyelim bugün annemizi..."

İyi Bayramlar... 

Nota ve Tınıyla... 

macit.soydan@gmail.com