Gastronomi ve Gastronomi Turizmi Uzmanı, Gurme, Yazar ve Şair Boğaç Yüzgül; ‘Gönüllü Yazar’ kategorisinde yer aldığı LEZZETÜRK DERGİSİ okurları için; ‘Gastronomi ve Akademisyenlik’ başlıklı bir makale kaleme aldı.

Türk ve Dünya Mutfağı üzerine yaptığı çok sayıda gönüllü çalışma ile başta gastronomi sektörü olmak üzere birçok kesim tarafından büyük  takdir toplayan ve aynı zamanda Dünya Şarap Lezzetçileri Birliği Üyesi konumunda da bulunan Uluslararası Mutfak Sanatçıları ve Gurmeler Birliği Türkiye Masası Yönetim Kurulu Onursal Üyesi, Dünya Yöresel Lezzetleri Tanıtma Platformu Başkanvekili, TURİZMAGAZİNİST Araştırmacılar ve Yazarlar Platformu Mütevelli Heyet Üyesi ve Türkiye Görsel Sanatlar ve Edebi Eserler Eleştirmenleri Konsorsiyumu Genel Sekreteri  Gastronomi Uzmanı, Gurme, Yazar ve Şair Boğaç Yüzgül; ‘Gönüllü Yazar’ kategorisinde yer aldığı LEZZETÜRK DERGİSİ okurları için; ‘Gastronomi ve Akademisyenlik’ başlıklı bir makale kaleme aldı.

İşte o makale:

GASTRONOMİ VE AKADEMİSYENLİK

‘Bugün, gerek daha çok reyting kaygılı abuk sabuk sözde modern ve insan azarlamaktan başka meziyetleri olmayan şeflerin jüri olduğu, yine gerekse üçüncü snıf ‘Altın Günü’ mantığıyla ve genellikle de anlamsız bir biçimde eşcinsel kimilği ile ön plana çıkmaya çalışan üçüncü sınıf sunucu bozuntularına sundurulan yarışmalar ile gündemde olsa da, kendini bilen ve ufuk planlayan gençler trafından büyük rağbet gören ‘Gastronomi’ ile ilgili eğitim veren okullar, gün geçtikçe sayılarına yenilerini ekliyor. Ancak ne yazık ki bu konuda, sadece sertifika vermekle yükümlü olan ‘Kurs’ benzeri okullar, akademik gastronomi eğitimi verecek okullardan sayıca daha fazla. Oysa Avrupa Birilği ülkelerinde, Tıp, Mühendislik, Mimarlık, Eczacılık ve Filoloji eğitiminden sonra en çok eğitim veren alan olarak ‘Gastronomi ve Mutfak Sanatları’ geliyor. Fransa ve İtalya’da, gastronomi bölümü olmayan üniversite yok. Almanya, Avusturya ve İngiltre’de ise üniversitelrin yüzde 77’ye yakınında gastronomi bölümleri, hem de lisans düzeyinde bulunuyor. Hâtta, Fransa, İtalya, Avusturya ve İngiltre’deki okullarda, yüksek lisans ve doktora programları bile sayılarını giderek arttırıyor. Ama bizde halen, tam manasıyla akademik eğitim verecek gastro-akademisyenler dahi bir elin parmaklarını biraz geçecek sayıda.  Dünyanın en önemli mutfak kültürüne sahip bir ülkenin, bu kültürü eğitse ve akademik anlamda mesleki olarak icra edece bir akademisyen kadrosunun olmaması talihsizlik ve acı bir durum. Üniversite senatoları, bu konuda bir akademik takvim hazırlama konusunda en kısa sürede harekete geçmeli.  Bu konuya talebin nasıl artacağını tüm yüksek öğretim yöneticileri de görecektir. İstihdam sorununun en alt seviyede yaşanacağı sektörlerden biri olan gastronominin akademik eğitiminin artması, çoğalması sayesinde; gastronomi turizmi de gelişecek, bu alandaki tüm olumsuzluklar da minimize edilmiş olunacaktır. Piyasada ise, küçükten büyüğe lisanslı şeflerin, yiyecek-içecek mekânlarında yönetici pozisyonlarında bulunması; ekonomik canlanmayı da arttıracak, rekabeti kızıştıracak ve bu durum ister istemez kaliteye yansıyacaktır…’

BALKAN TURİZM HABER AJANSI